Hayat, bazen elimizden sevdiklerimizi alır. Bu kayıplar kimi zaman ani ve beklenmedik olurken, kimi zaman da uzun bir sürecin ardından gelir. Her iki durumda da yaşanan duygusal fırtınanın adı “yas”tır. Yas, sadece bir ölümün ardından yaşanmaz. Boşanma, hastalık tanısı alma, bir ilişkinin bitişi, taşınma, iş kaybı gibi pek çok durum da yas tepkilerine neden olabilir.
Hiçbir çift evliliğe boşanmak niyetiyle başlamaz. Her evlilik, başlangıçta umut, bağlılık ve sevgiyle örülüdür. Ancak zamanla, hayatın akışı içinde bazı sorunlar bu güçlü temelleri aşındırabilir. İlişkide yaşanan bazı problemler kronikleşip çözülmeden biriktikçe, çiftler arasında duygusal uzaklaşma başlar ve boşanma düşüncesi gündeme gelebilir. Bu problemleri bilmek; evlilikte en sık görülen ve boşanma riskini artıran temel sorunları
Evlilik, hayatın en önemli kararlarından biridir. İki bireyin sadece duygusal bir bağ kurması değil, aynı zamanda bir yaşam ortaklığı oluşturması anlamına gelir. Bu nedenle evlenmeden önce kişinin kendisine ve partnerine bazı kritik soruları sorması, sağlıklı ve sürdürülebilir bir evlilik için oldukça önemlidir. Bu yazıda, evlilik kararı almadan önce cevaplanması gereken sorular çeşitli başlıklar altında ele
Her Yaşadığımız Olumsuz Olay Travma Mıdır? Günlük yaşamda hepimiz zaman zaman zorlayıcı, üzücü ya da stresli olaylarla karşılaşırız. İş yerinde yaşanan bir tartışma, ilişkilerdeki çatışmalar, akademik başarısızlık, ekonomik sıkıntılar veya bir yakınımızla yaşadığımız anlaşmazlık gibi durumlar ruh halimizi etkileyebilir. Ancak, her olumsuz olay bir travma olarak değerlendirilmeli midir? Travma, psikolojik dünyamızda nasıl bir yer tutar
Evliliğin Başında Çiftin Anlaşamama Nedenleri ve Çözüm Önerileri Evlilik, bireylerin hayatlarını birleştirdiği, yeni bir yaşam düzeni oluşturduğu önemli bir adımdır. Ancak çift, evliliğin ilk dönemlerinde anlaşmazlıklar yaşayabilir. Bu süreçte yaşanan sorunlar sıklıkla bireylerin kişisel geçmişlerinden, beklentilerinden ve evlilikle ilgili algılarından kaynaklanır. Bu yazıda, evliliğin başında çiftlerin neden anlaşamadığı ve bu sorunları nasıl çözebilecekleri; detaylı bir
Sağlıklı iletişim, bireylerin duygu ve düşüncelerini etkili bir şekilde ifade etmeleriyle yakından ilişkilidir. Ancak gündelik yaşamda birçok insan duygularını ifade ederken farkında olmadan karşısındaki kişiyi suçlayıcı veya yargılayıcı bir dil kullanmaktadır. Halbuki bu tarz iletişim şekli kişilerin birbirini anlamasından çok yorucu ve kaotik bir ilişkiyi tetiklemektedir. Tam da bu noktada “Ben Dili”nin önemi ortaya çıkmaktadır.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağında başlayan ancak erişkinlikte de devam edebilen nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik olmak üzere üç temel belirti kümesi ile karakterizedir. Bu bozukluğun klinik özellikleri bireyden bireye değişebilir ve günlük yaşamı farklı şekillerde etkileyebilir. Bu yazıda, DEHB’nin klinik özelliklerinin detaylarını ulaşacak, ayrıca DEHB belirtilerinin gerçek
Ergenlik, bireyin kimliğini tanımladığı, bağımsızlık arayışına girdiği ve duygusal dalgalanmalar yaşadığı bir dönemdir. Bu süreçte ebeveynler, çocuklarıyla iletişim kurmakta zaman zaman zorlanabilirler. Nesil farkı, iletişim tarzı ve ergenin gelişimsel özellikleri bu süreci etkileyen faktörler arasında yer alır. Sağlıklı bir ebeveyn-ergen iletişimi; hem ergenin gelişimini destekler hem de aile içindeki huzuru artırır. Ergenlerle sağlıklı iletişim kurabilmenin
İlişkilerin bitmesi, bireyler için genellikle zorlayıcı ve acı verici süreçlerdir. Kimi zaman ayrılık süreci tamamlanmış gibi görünse de kişi eski partnerini unutmakta güçlük çekebilir. Bu durumun altında bilinçdışı psikodinamik faktörler yatıyor olabilir. Çünkü psikodinamik perspektife göre; kişinin geçmiş deneyimleri, bağlanma biçimi, çocukluk travmaları ve içsel çatışmaları ilişkinin bitiminden sonra dahi etkisini sürdürebilir. 1. Bağlanma Stilleri
Borderline Kişilik Bozukluğu (BKB), bireyin düşünce, duygu ve davranışlarında belirgin dalgalanmalarla kendini gösteren bir kişilik örüntüsüdür. Bu durum, kişinin kendisiyle ve başkalarıyla olan ilişkilerinde istikrarsızlığa yol açarak yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. Borderline Kişilik Bozukluğunun klinik özellikleri ise şöyledir: 1. Duygusal Dalgalanmalar BKB’de en belirgin özelliklerden biri, kişinin duygularında aşırı dalgalanmalar yaşamasıdır. Kişi, bir an









