İmkânsız Aşkların Ardındaki Gerçek: Neden Sevmeyecek Kişilere Çekiliriz?

/ / Genel
“Beni istemeyeceğini biliyordum ama yine de ona karşı koyamadım.”
“Ne zaman duygularımı belli etsem, uzaklaştı. Ama ben vazgeçemedim.”
“Hep beni sevmeyecek insanlara âşık oluyorum.”

Eğer bu cümleler size tanıdık geldiyse, bu yazıyı tam size göre..

Unutulmamalıdır ki, kendisini sevmeyecek kişilere veya mümkün olmayan ilişkilere çekilme hali bir tesadüf değildir. Genellikle geçmişten taşınan duygusal örüntülerin bugüne yansımasıdır. Bu metinle, imkânsız ilişkilerin psikodinamik kökenlerini anlamaya, bu tekrarın neden oluştuğunu fark etmeye ve bu döngüyü nasıl kırabileceğinize dair içgörü kazanmaya başlayacaksınız:

İlk Soru: Gerçekten Sevmeyeceklerini Bilmiyor muyuz?

Çoğu zaman biliyoruz. Bazen kişi daha başından bunun olmayacağını, karşı tarafın duygusal olarak müsait olmadığını, bağ kurmayacağını, hatta belki bir başkasıyla ilgilendiğini ya da ilişkiden kaçtığını fark eder. Ama yine de orada kalır. Hatta orada kaldıkça daha çok bağlanır.İşte tam da bu noktada devreye sadece “mantık” değil, duygusal hafıza ve geçmişte oluşan bağlanma kalıpları girer.

Psikodinamik Yaklaşım: Tanıdık Olan Güvenli Gelir

Çocuklukta bakım veren figürlerimizle (anne, baba ya da ilk bağlandığımız kişiler) kurduğumuz ilişkiler, yetişkinlikte nasıl bağ kuracağımızı belirler. Bu erken ilişkiler sevgi, güven ve ilgi bakımından eksik, tutarsız ya da mesafeli geçtiyse, biz de ileride “ulaşılması zor sevgi”yi normal kabul ederiz.

Yani çocukken şöyle bir öğrenme gerçekleşmiştir:

“Sevgi bir türlü tam gelmiyor ama ben çabalarsam, sevgiyi gerçekten hak edersem bir gün beni sever.”

Bu inanç, yetişkinlikte sizi sürekli karşılıksız, ilgisiz ya da mesafeli insanlara çekilmenize neden olabilir. Çünkü bu kişiler bilinçdışında tanıdıktır ve tanıdık olan güvenli gibi hissedilir. Ama güvenli olanla huzur, tanıdık olanla tekrar yaşanır.

İlişki mi, Tekrar Senaryosu mu?

Bu noktada şu soruyu sormak çok kıymetlidir:

“Bu kişiyle bağ kurmaya çalışmam, gerçekten onunla mutlu olma ihtimalimle mi ilgili, yoksa geçmişte yarım kalan bir duygusal hikâyeyi tamamlama çabamla mı?”

Birçok kişi, aslında partnerine değil, partneri simgeleyen bir duyguya bağlanır. Örneğin:

Annesi sevgisini hep geç vermiş olan biri, duygularını saklayan birini çekici bulur.
Babası tarafından duygusal olarak ihmal edilen biri, soğuk bir partnere âşık olur.

Çünkü bilinçdışı şöyle der:

“Bu kez başarabilirsem, çocukken eksik kalan sevgi tamamlanır.”

Bu bir tür psikolojik telafi mekanizmasıdır.

Neden Bu Kişiler Daha Çekici Gelir?

1. Heyecan ile Sevgi Karışır
Elde edilmesi zor olan kişi, zihinde “değerli” ve “özgün” hale gelir. Onu kazanmak, benlik değeriyle ilişkilendirilir ve “Eğer beni seçerse, ben değerliyimdir.” yanılgısına kapılır.
2. Duygusal Uyarım Bağımlılık Yaratır
Sürekli belirsizlik, dalgalı duygu halleri (bir gün var, bir gün yok), beyinde dopamin salınımına neden olur. Bu da duygusal dalgalanmaları “aşk” zannetmemize yol açar.Halbuki bu bir bağ değildir; bağımlılık benzeri bir içsel tetiklenmedir.
3. Kendilik Değeri Düşüklüğü
Kişi kendini değersiz hissettiğinde, birinin onu sevmesi gerçek dışı gelir. Bu yüzden zaten sevmeyecek olan kişilere yönelerek içten içe şunu der:

Beni sevmemesi normal çünkü ben de yeterli değilim.”

Peki Bu Döngü Nasıl Kırılır?

1. Kendine Sormaktan Çekinme:

Bu kişiye gerçekten duyduğun ilgi mi, yoksa geçmişte alınamamış bir sevgiyi kazanma arzusu mu seni bağlıyor?

2. İmkânsız İlişkileri Romantize Etmeyi Bırak

Sevgi emek ister ama bir taraf hep koşturuyorsa, bu sevgi değil duygusal dengesizliktir.
Elde edilemeyeni kutsallaştırmak yerine, ulaşılabilen ama içten olan sevgiyi keşfetmeye çalış.

3. Kendi Duygusal İhtiyaçlarını Gör

Belki senin de kimseye yük olmama, fazla talep etmeme gibi inançların var. Bu da seni zaten seni istemeyecek birine yöneltiyor olabilir.
Unutma: Sevilme ihtiyacı utanç duyulacak bir şey değildir.

4. İyileşme Bilinçli Seçimlerle Başlar

Bu kalıpları fark ettikçe, seni gerçekten görebilecek, sevebilecek ama başta “sıkıcı” gelen kişileri tanımaya bir şans ver.
Güvenli ilişkiler ilk başta daha sade hissedilir ama seni tüketmeden büyütür.

5. Terapi ile İçsel Boşluğu Fark Et ve Doldur

Kendini neden değersiz hissettiğini, neden hep koşman gerektiğine inandığını, neden sevgiyle mesafe arasında sıkıştığını anlamak için terapi süreci çok etkilidir.
Çünkü fark ettikçe kontrol edersin, bastırdıkça tekrar edersin.

Son Söz: Sevgi, Acı Üzerinden Tanımlanmak Zorunda Değil

Seni gerçekten sevebilecek kişileri itiyor, hep seni sevmeyecek kişilere bağlanıyorsan bu senin değerinden değil,muhtemelen geçmişte kırılmış bağların izinden kaynaklanıyordur.

Ama artık yetişkinsin.
Şimdi seçim yapma gücün var.
Ve en önemlisi:

Seni sevebilecek birine yönelmek, kendini sevmeye başladığının ilk işaretidir.