Bağlanma kuramı kişinin ikili ilişkilerinde tercih ettiği bağ kurma şekillerini açıklamaya yarayan bir kuramdır. Bu kuramı daha iyi anlayabilmek için bağ kurma ve bağlanma kavramlarının ne anlama geldiğini bilmek önemlidir.
Psikiyatrik terim olan bağ kurma; annenin bebeğine karşı gösterdiği duygusal ve psikolojik ilgiye işaret eder. Bağlanma kavramından kastedilense bebeğin annesine veya anne yerine geçen bakım verenine karşı geliştirdiği ilişkidir.
Bağlanma kuramı; bağlanmanın temellerinin yaşam boyu sürdüğü yani erişkinin duygusal ilişkilerinde partneriyle arasındaki yakınlık düzeyini algılama ve bu düzeye verdiği tepkilerin çocukluğundakine benzer olduğunu savunur. Yani ikili ilişkilerimizde nasıl davranacağımız çocukken bakım verenimizle kurduğumuz ilişkimizde büyük oranda belirlenmiştir. Aslında yaşamımız boyunca diğer insanlarla bağlanma stilimize göre ilişki kurarız.
Bağlanma kuramına göre kişi temelde iki farklı bağlanma stilini benimser. Bunlardan ilki ve işlevsel olanı güvenli bağlanma, diğeri ise ikili ilişkilerde sorunlara neden olan güvensiz bağlanmadır. Güvensiz bağlanma da kendi içinde kaçıngan bağlanma ve kaygılı bağlanma olarak ikiye ayrılmaktadır. Son zamanlarda güvensiz bağlanma türlerinin karışımı olan kaygılı-kaçıngan bağlanma (karmaşık) stilinden de bahsedilmektedir. Bağlanma stili yalnızca çocukluğa ait kavram gibi görünse de kişinin hangi bağlanma stilini benimsediği; yakınlığa ve birlikteliğe bakışını, problemle başa çıkma yöntemini, cinselliğe karşı tutumunu, istek ve ihtiyaçlarını karşı tarafa iletme şeklini hatta ikili ilişkilerden beklentilerini bile etkilemektedir.
Güvenli Bağlanma ile Güvensiz Bağlanma Arasındaki Fark Nedir?
Güvenli bağlanan kişiler; bakım vereninden “buradayım, seni anlıyorum, sana değer veriyorum” mesajını alabilmiş, anlaşıldığını hissetmiş, değerli olduğunu ve kabul edildiğini içselleştirmiş çocuklardır. Bu çocuklar erişkin olduğunda zorluk karşısında “bunu yönetebilirim” inancına sahip olduğundan stresle başa çıkma konusunda becerikli olup, ilişkilerini yalnız kalma korkusuyla şekillendirmedikleri için birilerine bağımlı değildirler. Güvenli bağlanamamış çocuklar ise erişkin olduğunda çevresine daha az meraklı, ilişkilerinde çekingen ve tedirgin davranırlar. Çünkü yeterince esnek ve karşılaştıkları zorluklara karşı dirençli değildirler. Bu da güvensiz bağlanan kişileri daha fazla olumsuz duygulara sürüklemektedir. Öyle ki bu kişilerin güvenli bağlanan kişilere göre ruhsal hastalıklara yakalanma riski çok daha yüksektir.
Güvenli Bağlanma, Güvensiz-Kaçıngan Bağlanma ve Güvensiz-Kaygılı Bağlanmadan Kastedilen Nedir?
Güvenli bağlanma stiline sahip erişkinler diğer kişilerle ilişkilerinde özellikle de yakınlık kurma ve kurulan yakınlığı karşılama konusunda rahattır.
Kaçıngan bağlanma stiline sahip erişkinler yakınlık kurmayı özgürlüğün kaybedilmesi olarak yorumlar, bu yüzden de ikili ilişkilerinde yakınlığı mümkün oldukça en az düzeyde tutmak için fazlaca efor sarf ederler.
Kaygılı bağlanma stiline sahip erişkinlerse ilişkilerinde fazlaca yakınlık kurmak isterler, kurulan yakınlık kendilerine hep eksikmiş gibi gelir ve diğer kişilerle daha fazla yakınlaşmak isterler. Bu yüzden zihinleri ilişkileriyle ilgili konularla hayli meşguldür, sürekli sevdiği kişilere yönelik duygularına onlar tarafından karşılık verip verilmediği hakkında düşünür dururlar. Bu da endişelerini besler.
Kişinin Bağlanma Stilini Belirleyen Tek Etken Çocukken Büyütülme Biçimi Midir?
Büyütülme şekli kişinin hangi bağlanma stilini benimseyeceğiyle yakından ilişkilidir. Örneğin bakım veren duyarlı ve çocuğu kendisine ihtiyaç duyduğunda yeterince çocuğunun yanında olabiliyorsa çocuk güvenli bağlanacaktır. Ancak bakım verenin çocuğa karşı duyarlılıkları değişkenlik ve tutarsızlık göstermişse çocuk kaygılı bağlanacaktır. Bakım vereni çocuğa karşı oldukça mesafeli, sert ve umursamaz bir tavır takınmışsa çocuk kaçıngan bağlanacaktır.
Nasıl büyütüldüğümüz bağlanma stilimizin temellerini oluştursa da büyütülme şeklimizin yanı sıra pek çok faktör bağlanma stilimiz üzerinde etkilidir. Bu faktörlerin başında ise genetik faktörler ile ebeveyn dışındaki kişilerle kurduğumuz ilişkilerin ve yaşam deneyimlerimizin yer aldığı çevresel faktörler gelmektedir.
Erişkin Bir Bireyin Bağlanma Stili Olmayabilir Mi?
İlişkisi olsun ya da olmasın her bireyin bir bağlanma stili vardır. Öyle ki gerek birileriyle iletişime geçerken gerekse iletişime geçmeyi reddetmek veya ötelemek için neden ararken fark etmesek de devrede olan şey bağlanma stilimizdir.
Bağlanma Stillerinin Toplumda Görülme Oranları Nedir?
Toplumdaki insanların yarısından bir miktar fazlasının güvenli, yaklaşık % 25’inin kaçıngan, yaklaşık % 20’sinin kaygılı, yaklaşık % 3-5’inin kaygılı-kaçıngan bağlanma stiline sahip olduğu düşünülmektedir.
Bir Kişinin Hangi Bağlanma Stiline Sahip Olduğunu Anlamak Neden Önemlidir?
Kişinin ikili ilişkilerindeki özellikle de duygusal ilişkilerindeki davranışlarının nedenlerini, amacını anlamanın yolu hangi bağlanma stiline sahip olduğunu anlamaktan geçer. Böylece geçmişteki ilişkilerindeki tutumlarına bakarak o kişinin şuandaki veya gelecekteki ilişkisinde nasıl davranacağı öngörülebilmektedir.
Kişinin Bağlanma Stili Değişebilir Mi?
Erişkin bağlanma stilini değiştirebilir. Ancak bu değişikliği gerçekleştirebilmesi için ilişkilerinde neden böyle davrandığının temellerini fark edebilmeli ve şimdiye kadarki ilişkilerinde sergilediği tutumların sonuçlarından ders çıkarabilmelidir. Bu anlamda zorluk yaşayan kişilerse ruhsal destek alarak bahsi geçen değişim sürecini daha kolay geçirebilirler. Ruhsal destekten kast edilense medikal (ilaç) tedavi değil bireysel psikoterapidir. Zira hiçbir psikotrop ajan kişinin bağlanma stilini değiştiremez.


