Ruhsal Hastalıklarda İlaç Tedavisi

Ruhsal Hastalıklarda Kullanılan İlaçlar Hakkında Bilgi Verir Misiniz?

Psikiyatrik ilaçları; antidepresanlar, antipsikotikler, anksiyolitikler, duygudurum düzenleyiciler ve uyku düzenleyiciler olarak sınıflandırmak mümkündür.

Sertralin, fluoksetin, fluvaksamin, sitolopram, essitolopram, paroksetin, duloksetin, venlefaksin, bupropion, reboksetin, milnasipran, tianeptin, klomipramin, imipramin, amitriptilin, mianserin, mirtazapin, maprotilin, trazadon, moklobemid, agomelatin; günümüzde sık kullanılan antidepresanlardandır. 

Haloperidol, klorpromazin, trifluoperazin, zuklopentiksol, pimozid, sülpirid, amisülpirid, klozapin, olanzapin, ketiapin, risperidon, paliperidon, ziprasidon, aripiprazol ise günümüzde kullanılan antipsikotik ajanlardan bazılarıdır.

Alprazolam, diazepam, klonazepam, lorazepam gibi benzodiyazepin grubu ilaçlar ve buspiron; anksiyolitik olarak adlandırılan ilaçlara örnek verilebilecek ajanlardır.

Lityum, karbamezapin, valproik asit, lamotrijin; duygudurum düzenleyici olarak kullanılan ajanlardır.
Uyku düzenleyici olarak bahsi geçen ilaçlar aslında farklı bir grup ilaç olmayıp sedasyon etkisi olan antidepresan ve antipsikotik ajanlardan oluşur. Trazadon, mianserin, mirtazapin, ketiapin ise bu nedenle kullanılan ilaçların başında gelir.

Ruhsal Hastalıklarda İlaç Tedavisine Başlanmadan Önce Hangi Hususlara Dikkat Etmek Gerekir?

Her tür hastalıkta olduğu gibi ruhsal bozukluklarda da sağaltıma başlanmadan önce hastanın hem genel tıbbi muayenesi (bedensel yönden değerlendirilmesi) hem de ruhsal durum muayenesi ayrıntılı bir şekilde yapılmalıdır. Ancak bazı acilen müdahale edilmesi gereken durumlarda (manik atak, psikotik atak gibi) hastanın hemen yatıştırılması gerekebilir. Hasta ve yakınlarının görüş ve önerilerinin sağaltım sürecine sağladığı katkı asla yadsınamaz. Ancak acil durumlarda hastanın hemen yatıştırılma kararı psikiyatri hekimi tarafından belirlenebilecek bir noktadır. Yani hasta veya yakınının böyle bir taleple gelmiş olması her zaman hastaya acilen müdahale edilmesini gerektirmeyebilir.

Ruhsal Hastalıklarda İlaç Tedavisine Başlanmadan Önce Psikometrik Test Yapılması Şart Mıdır?

Ruhsal hastalıkların tedavisine başlamadan önce sağaltımı amaçlanan yakınmaların şiddetini ölçmek ve sağaltımın etki gücünü değerlendirebilmek için kişiye bazı psikoloji testleri veya ölçekler uygulanabilir. Ancak bu uygulama kesinlikle tedaviye başlamak için bir ön şart değildir. Çünkü tedaviye başlama noktasında asıl önemli olan husus psikiyatri hekiminin hasta ve yakınlarından aldığı bilgiler ışığında vardığı klinik kanaattir.

Her Psikometrik Test Her Ruhsal Hastalıkta Uygulanır mı?

Her psikolojik testin her danışana uygulanması gereksiz ve anlamsızdır. Örneğin Alkol Bağımlılığı sorunu olmayan bir danışana alkol çekilme belirtilerinin sorgulandığı ölçeğin uygulanması hem danışan hem hekim için sadece zaman kaybı olacaktır.

Antidepresanlar Bağımlılık Yapar Mı?

Toplumda antidepresanların bağımlılık yaptığı yönünde yaygın bir inanış vardır. Ancak sanılanın aksine antidepresanlar bağımlılık yapmazlar. Bu noktada akla şöyle bir soru gelebilir: Öyleyse bazı hastalarda antidepresan kesilince ruhsal yakınmalar neden tekrar ortaya çıkıyor? Aslında bu durum antidepresanların bağımlılık yapmasından değil, ruhsal hastalığın devam etmesinden kaynaklanır. Tıpkı şeker hastalığında olduğu gibi…

Şeker hastası şeker ilacına devam ettiği ve hekimin önerilerine uyduğu sürece kan şekeri istenilen değerler arasında kalır. İlacını aksattığında ise ne yazık ki yakınmaları yineler. Nasıl ki bunun nedeni şeker ilacının bağımlılık yapması değil de şeker hastalığının devam etmesiyse; antidepresanın kesilmesi halinde şikayetlerin tekrar ortaya çıkması da antidepresanlar bağımlılık yaptığından değil, danışanın rahatsızlığının devam etmesinden dolayıdır. Bu noktada antidepresan kesildiğinde şikayetlerin yinelememesi isteniyorsa psikoterapiye başvurulabileceğinin bilinmesi önemlidir.

Peki Antipsikotikler Bağımlılık Yapar Mı?

Antipsikotik ajanlar da tıpkı antidepresanlar gibi bağımlılık yapmazlar. Ancak antipsikotikler sıklıkla kronik rahatsızlıklarda kullanıldığı için antipsikotik ajanlara çoğu zaman uzun yıllar devam edilir. Öyle ki bazı hastalarda bu ilaçlara ömür boyu devam etmek bile gerekebilir. Ancak bu durum antipsikotik ajanlar bağımlılık yaptığından değil ruhsal hastalığın süreğen seyrinden kaynaklıdır.

Benzadiyezapin Türevi İlaçlar Bağımlılık Yapar mı?

Bir tür anksiyolitik (kaygı giderici) olan benzadiyezapinler bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla bu grupta yer alan ilaçların uzun süre kullanılması önerilmez. Bu tarz ilaçlar hekimin önerdiği doz ve sürelerde kullanıldığında ilaç bağımlılığı gibi bir sorunla karşılaşılmaz. Dolayısıyla benzadiyezapin türevleri kesinlikle hekim önerisi dışında kullanmamalı (aslında her ilaçta olması gerektiği gibi), hekime bu tarz ilaçların yazılması için ısrarcı olunmamalıdır.

Antidepresanlar Hangi Ruhsal Hastalıklarda Kullanılır?

Antidepresan ajanlar yalnızca depresif bozuklukların tedavisinde kullanılmazlar. Bu grup ilaçların çok geniş bir kullanım alanı vardır. Obsesif kompülsif bozukluk (OKB), anksiyete bozuklukları, uyum bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), hipokondriyazis (hastalık hastalığı), somatizasyon bozuklukları, konversiyon bozukluğu, dissosiyatif bozukluklar, depresyonun eşlik ettiği şizofreni, alkol ve madde bağımlılığı; bu ilaçarın kullanıldığı hastalıklardan yalnızca ilk akla gelenlerdir. Bahsi geçen rahatsızlıkların yanında asıl tedavisi psikoterapi olan anoreksiya nervoza, bulumia nervoza, beden dismorfik bozukluk, trikotilomani, deri yolma bozukluğu, alışveriş bağımlılığı, internet bağımlılığı, sosyal fobi, özgül fobi gibi rahatsızlıklara eşlik eden depresif belirtiler ve anksiyete semptomları olması halinde de danışanlara psikoterapiyle birlikte antidepresan tedavisi başlanabilir.

Antipsikotikler Hangi Ruhsal Hastalıklarda Kullanılır?

Antipsikotik ajanların ana kullanım alanları şizofreni, akut psikotik bozukluk, geçici psikotik bozukluk, manik atak, sanrılı bozukluk, şizoafektif bozukluk, şizoobsesif bozukluk gibi psikotik spektrum bozuklukları ve bipolar afektif bozukluklardır. Ancak bu grup ilaçların depresyon, anksiyete bozukluğu, dürtü kontrol bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluk gibi hastalıklarda da antidepresanların etkisini güçlendirmek amacıyla düşük dozlarda antidepresan tedaviye ek olarak verilebileceği bilinmelidir. Bunların yanı sıra otizm ve zeka geriliğinde de antipsikotik ajanlar sıkça kullanılırlar.

Antipsikotik Ajanlar Piyasada Yalnızca Tablet Formunda Bulunur?

Bazı antipsikotiklerin tablet formunun yanında enjeksiyon formu da vardır. Haloperidol, Klorpromazin, Aripiprazol, Paliperidon, Risperidon, Zuklopentiksol, Flupentiksol bunlardan bazılarıdır. Antipsikotiklerin enjeksiyon formu ilaç uyumu olmayan veya her gün ilaç almak istemeyip belli sıklıkta iğnesini yaptırarak tedavi olmayı tercih eden hastalarda tercih edilebilir.

Anksiyolitikler Hangi Ruhsal Hastalıklarda Kullanılır?

Anksiyolitikler; antidepresanların (bazen de antipsikotiklerin) etkisi başlayana dek anksiyetesi olan hastaların kaygısını azaltmak için sıklıkla tedavinin başında kısa süreli olarak verilir. Bu anlamda başlıca tercih edildiği hastalık grubu yaygın anksiyete bozukluğunun da içinde yer aldığı kaygı bozukluklarıdır. Ancak anksiyolitikler, anksiyetenin eşlik ettiği diğer ruhsal hastalıklar da yine kısa süreli olarak hastalara önerilebilirler.

Psikiyatri İlaçları Ne Kadar Sürede Fayda Eder?

Antidepresanlar ve antipsikotiklerin fayda etmesi için hastanın en az 3-4 hafta bu ilaçları önerilen dozda kullanması gerekir. Ancak anksiyolitikler ile uyku sorunu için tercih edilen ilaçlar kullanıldığı gün itibariyle etkisini gösterirler.

Ruhsal Hastalıklarda İlaç Tedavisi Ne Zaman Tercih Edilir?

Bipolar afektif bozukluk, şizofreni, sanrılı bozukluk, şizoobsesif bozukluk, şizoafektif bozukluk, deliryum, deliryum tremens, alkol kesilme sendromu, alkol ve madde bağımlılığı gibi hastalıkların sağaltımı mutlaka ilaç tedavisiyle yapılır. Ayrıca depresyon, anksiyete bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluk gibi hastalıkların şiddeti orta-ağır düzeyde olduğunda da ilaç tedavisi başlamak gerekir. Ancak bu rahatsızlıkların şiddeti hafif-orta düzeyde ise ilaç tedavisi başlamaksızın çeşitli psikoterapiler de tercih edilebilir.

Psikiyatri İlaçlarının Herhangi Bir Yan Etkisi Var Mıdır?

Her ilacın olduğu gibi psikiyatri ilaçlarının da bazı yan etkileri olabilir. Psikiyatri ilaçlarını kullananlarda olası olan en sık yan etkiler; mide bulantısı, terleme, titreme, kabızlık, ishal, iştahta artma ya da azalma, uykuda artma ya da azalma gibi belirtilerdir. Bahsi geçen belirtiler kalıcı olmayıp çoğu ilaca başladıktan 2 hafta kadar sonra azalarak geçmektedir, azınlıkta kalan diğer kısım ise ilaç kesildikten sonra ortadan tamamen kalkmaktadır.

Psikiyatri İlaçlarının Yan Etkileri Kalıcı Mıdır?

Yukarıda sözü geçen yan etkilere ek olarak bir tür antipsikotik ajan olan tipik antipsikotiklerin yüksek dozları; kısaca EPS olarak adlandırılın bir dizi yan etkiye neden olabilir. Bu yan etkilerin görülmemesi için antipsikotiklere ek olarak biperiden gibi ilaçlar kullanılır. EPS yan etkilerinin biri hariç diğerleri geçicidir ve çoğu ilaç dozu azaltıldığında veya ilaç değiştirildiğinde gerileyip ortadan kaybolur. Ayrıca atipik antipsikotiklerin kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte bu tarz yan etkilerin görülme oranları da çok azalmıştır.

Ruhsal Hastalıklarda İlaç Tedavisi Ne Zaman Sonlandırılır?

Ruhsal hastalık tedavi edildiğinde ilaçlar hekim önerisi ve kontrolü altında kesilir. Tedavinin sonlandırılma süresi kişiden kişiye farklılık gösterir. Ayrıca bu süre hastalığın çeşidine ve şiddetine göre de değişir. O sebeple hangi ilacın ne zaman kesilmesi gerektiğiyle ilgili tek bir süre olduğunu söylemek doğru değildir.

Ruhsal Hastalıklarda İlaç Tedavisi Nasıl Kesilir?

Eğer hastanın özel ve acil bir durumu söz konusu değilse kullandığı ilaç kademeli olarak dozu azaltılarak kesilir. Ancak ilacın kesilme süreci mutlaka psikiyatrist tarafından planlanmalıdır.

Psikiyatri Hekimi İlaç Tedavisini Sonlandırdıktan Sonra Danışanın Kontrole Gitmesi Gerekir Mi?

Hastanın ilaçsız takibe alındıktan sonra düzenli aralıklarla hekimine başvurması olası nüksü erken yakalayabilmek adına çok önemlidir. Bu kontrollerin sıklığı genelde ilaca devam edildiği zamanlara göre çok daha seyrektir. Ayrıca bir süre sonra bu kontrolleri sonlandırmak da mümkündür.

TOP